dJxmUhhwJ_azbdEKGbs_noPZQtA

23 Ekim 2013 Çarşamba

Gebelik Süresince Seks Olur mu?

Gebelik Süresince Seks Olur mu, Sağlık, Sağlıklı Yaşam, Cinsel Sağlık, Gebelik Süresince Seks Yapılabilir mi
Gebelik Süresince Seks Olur mu
Bilim adamları ne zamana kadar cinsellik yaşanmasını uygun görüyor?
Yapılan araştırmaya göre Bilim adamları “Gebelikte cinsellik tehlikelidir” düşüncesinin yanlış olduğunu, gebeliğin son 3 haftasına kadar cinsel ilişkide bulunmanın mümkün olduğunu bildirdiler.

Bilim adamları ayrıca şu bilgileri verdiler: "Gebelik dönemi anne adayında çeşitli bedensel ve ruhsal değişikliklerin meydana geldiği bir dönemdir. Libido (cinsel arzu) bu değişikliklere göre gebeliğin bazı dönemlerinde aşırı cinsel istekli olabilir, bazı dönemlerinde normale dönebilir, hatta bazen artış gösterebilir. Libidodaki bu değişiklikler anne adayında oldukça belirgindir. Baba adayında ise libido değişiklikleri genellikle hafiftir ya da hiç değişiklik gözlenmez."

Evlilik Hayatındaki Büyük Değişim!

Evlilik Hayatındaki Büyük Değişim, Sağlık, Sağlıklı Yaşam, 
Evlilik Hayatındaki Büyük Değişim
Çiftler boşanmak yerine ilişki içi serbestlik isteyecek...

Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Obengül Ejder, Türkiye'de geleceğin ailelerinde bireysel yapının daha ön planda olacağını belirterek, ilişkilerin ortak alanında ise duygusal ve cinsel paylaşımların bulunacağını öne sürdü.
Dr. Obengül Ejder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir çok kavramın hızla değiştiği günümüz Türkiye'sinde, toplumun temeli olarak nitelendirilen ailenin ve evlilik kurumunun da değişim gösterdiğini kaydetti.

Önümüzdeki 20 yıllık sürece bakıldığında, ''bireyselleşme''nin daha da artacağını vurgulayan Ejder, ''Aslında bireyselleşme ihtiyacı ile birliktelik arasında bir denge var. Ancak, insanların kendi ekonomik ihtiyaçlarını karşılama becerisi arttıkça, ivme bireyselleşme lehine gelişecek. Bu anlamda gerek çift ilişkilerinde, gerekse aile ilişkilerinde, birliktelikler iç içe geçmek yerine, belli alanlarda kesişecek. Yani bireysel yapı daha ön planda olacak. İlişkilerin ortak alanında ise duygusal ve cinsel paylaşımlar bulunacak'' dedi.

Bu ortamda, evliliğin ''kurum'' özelliğinin önemini ve ağırlığını yitirmeye devam edeceğini belirten Ejder, ''Ancak, sorunlu ve problemli evliliklerin de tıkanma yerine çözüme ulaşması kolaylaşacak, çünkü artık ilişkiler arasındaki çatışmalara yansız yaklaşan terapistler olacak. Aslında bir nevi farkındalık artışı sağlanacak. Tek ebeveynli olma kavramı, toplumdaki bu hızlı değişime rağmen, çok da tercih edilen bir kavram olmayacak. Çiftler boşanmak yerine, ilişki içi serbestlik isteyecekler'' diye konuştu.

Ejder, çekirdek aile yapısının doğasının da değişeceğini belirterek, ''Artık çocukları için kaygılanan, onları dizi dibinden ayırmayan aileler yerine eş-ebeveyn-çocuk ilişkisinde daha demokratik ve sorumluluklar yüklenebilen aile yapısı gelişecek'' ifadelerini kullandı.

-BOŞANMALAR VE GENÇLERDE ERKEN CİNSEL DENEYİM YAŞI-

Kadının sosyal hayata daha çok girmesi ve ekonomik özgürlüğünü kazanmasının, sanıldığı gibi boşanmalarda bir artışa neden olmayacağını ifade eden Ejder, şunları kaydetti:

''Kadının sosyal hayata girmesi, ekonomik özgürlüğünü kazanması, söz konusu olumlu gelişmelerin önemli bir bileşeni ve etkenidir. Bunun doğrudan, evlilik-boşanma ilişkisinde değerlendirilmemesi gerekir. Ancak, bu durum elbette iki taraflı bireyselleşmeye hizmet eder. Kadının ekonomik özgürlüğünü kazanmasıyla, evlilikte ilişkilerin iç içe geçtiği yapı, işlevini yitirmeye devam edecek.''

Ejder, cinsellik konusuna bakışta da değişimler olacağını belirterek, şöyle konuştu:

''Aslında bütün çabamız, cinselliğe bakış açısının değiştirilmesi yönünde. İnsanların, cinselliği çok daha doğal, çok daha anlaşılır yaşamasını istiyoruz. Bir tabu halinde olmamalı. Gençler doğru bilgilendirilmeli, 'yasak' yerine 'sınırlar' olmalı. Her yaşın özelliklerini iyi bilmeliler ki, bugün karşılaştığımız problemlerden biri olan, ilk cinsel deneyim yaşı düşmesin.

Ülkemizde ensest ilişkiler ve töre cinayetleri hala kanayan bir yara, bunun temelinde cinsel bilgisizlik ve yasaklar yatmakta. İçinde bulunduğumuz iletişim çağında gençleri bir çok yanlış ve sapkın ilişkilerden korumanın tek yolu, cinsellikle ilgili bilgileri ve sınırlılıklarını, arkadaş, internet gibi kaynaklardan değil, anne, baba, psikolog ve hekim gibi daha güvenilir kaynaklardan öğrenmelerini sağlamak.''

Yiyerek Mutluluğunuzu Arttırın!

Yiyerek Mutluluğunuzu Arttırın, Sağlık, Sağlıklı Yaşam, 
Yiyerek Mutluluğunuzu ArttırınMutlu olmanıza çok az kaldı! Bu yiyeceklerle 'mutluluk hormonu' olarak adlandırılan serotonini arttırın ve yorgunluktan ...
Mutlu olmanıza çok az kaldı! Bu yiyeceklerle 'mutluluk hormonu' olarak adlandırılan serotonini arttırın ve yorgunluktan adet öncesi gerginliğe (PMS) kadar birçok sorununuza çare olun! ' Formsante dergisi'nin yayınladığı bu haberle mutluluğu yakalayın!
Kuru üzüm yerine muz

Yoğun ve stresli bir gün mü yaşıyorsunuz? Eliniz çekmecedeki kuru üzümlere gidiyor. Evet, bunları yiyerek glisemik indeksinizi yükseltmek pahasına, kısa süreliğine kendinizi mutlu hissedebilirsiniz. Oysa B6 vitamininden zengin bir muz yiyerek, vücudunuzdaki serotonin ve dopamin sentezini artırabilirsiniz. Bedeninizdeki B6 vitamini deposunu tüketen stresle mücadele etmek için yiyeceğiniz bu meyvenin, sizi potansiyel bir depresyon tehlikesinden koruyabileceğini de unutmayın!

 
Diyet kola yerine portakal suyu
Araştırmalar, yapay tatlandırıcıların kişilerin psikolojik durumları üzerinde etkili olabileceğini gösteriyor. Bu çalışmalardan çıkan sonuca göre ; duygu durum bozukluğu olanlarda olumsuz etkiler yaratan tatlandırıcılar, depresyon öyküsüne sahip kişilerin durumunu daha da kötüleştirebiliyor. İçeceklerin psikolojiniz üzerinde yapıcı etki yaratması için, C vitamininden zengin portakal suyunu tercih edebilirsiniz. Çünkü bu vitamin beyin sinirlerinin dengelenmesine yardımcı olduğu gibi, depresyon belirtilerinin azalmasına da destek oluyor.

Kadınlar Dikkat Selülit Diyeti Nasıl Yapılır?

Selülit Diyeti Nasıl Yapılır?, Sağlıklı Yaşam, Sağlık, 
Günümüzde kadınları çok rahatsız eden problemlerden biri olan selülitin oluşumuna etki ettiği düşünülen 4 teori var. Bu teorileri ve çözüm önerilerini KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Seda Bahtiyar Tatay anlattı. Selülitin neden oluştuğunu öğrenmek ve yaklaşan yaz aylarına selülitsiz merhaba demek için Anti Selülit diyetini bilmeniz gerekiyor.

Selülit oluşumu neden olur?

Deri altındaki yapının çok farklı olmasıyla bağlantılıdır. Yağlı dokuyu taşıyan doku, deri altında farklı yaş gruplarında ve farklı cinsiyetlerde, ön plana çıkmasıyla ilgili farklılıklar gösterir. Bundan dolayı kadınlardaki yağ fazlalığı özellikle kadınlarda selülit oluşumunu erkeklere göre ön plana çıkarır.

Kolojen ve konektif (bağ ) dokunun parçalanmasıyla oluşan oluşumdur. Eğer bu dokular yıkılırsa yağ dokusu ön plana çıkar ve görünür hale gelir.

Bu bölgedeki vasküler (dolaşım) sistemin ne kadar etkinlikte bir dolaşım sağladığı ile bağlantılıdır

Enflamasyon süreçlerinin selüliti oluşturabilecek sebeplerden bir tanesi olabileceği yönündedir. Hücre biyopsileri sonucunda selülitli hücrelerde kronik enflamasyon görülmüştür.

Tatay, beslenmenin de selülit oluşumunda büyük rol oyandığını söylüyor; "Selülit her zaman çok şişmanlık ve obezitenin sonucu olamamasına karşılık, yağ dokusundaki azalma her zaman selülit dokusunda bir iyileşme görülmesini sağlamıştır. Bununla beraber bazı bulgular spesifik gıdaların ve gıda destek gruplarının, bu problemi çözmede, anti -selülit diyetlerinin sadece yağ kaybettirici diyetlerden daha etkin olduklarını kanıtlamıştır."
Yandex.Metrica