dJxmUhhwJ_azbdEKGbs_noPZQtA

22 Ağustos 2013 Perşembe

Kadınlarda Unutkanlığın Nedenleri

Depresyon bozukluğu olan, aç kalarak diyet yapan ve çalışan genç annelerde “genç kadın unutkanlığı” adı verilen hastalık hızla yayılıyor.
Hastalığın uzun süre depresyona maruz kalan kadınlarda görülme olasılığının çok yüksek olduğunu belirten hastalıkta, “Kaygı durumu otomatikman bir unutkanlık ortaya çıkarabiliyor.
Depresyon, insanlardaki bellek bölgesinde hücre kaybına neden olabiliyor” dedi.

Aç kalmak çok tehlikeli

Unutkanlığın aynı yaştaki erkeklere göre kadınlarda görülme sıklığının yüzde 50 fazla olduğunu belirtilmektedir.
Östrojenin azalması veya artmasına bağlı olarak değişebiliyor. Sık diyet yapan kadınlar, bedenlerini açlıkla kilo vermeye zorlarken, beyinlerini de aç bırakıyor” diye konuştu.

Anneler de risk altında

Nörolog Doç. Dr. Sultan Tarlacı çalışan annelerin de hastalık riski altında olduğunu söyledi. Tarlacı, “Kadınlar anne oldukları dönemde hormon değişikliklerine bağlı olarak, çocuğa daha çok ilgi gösterdikleri için unutkanlık da ortaya çıkabiliyor” dedi.
Tarlacı, hastalığın hormon bozukluk, vitamin veya mineral eksikliğinden kaynaklı olabileceğini ifade ederek, hastanın öyküsünün dinlenerek fizyolojik veya psikolojik kökenin araştırıldıktan sonra tedavi uygulanması gerektiğini söyledi.

Ağız Kokusu ve Kurtulma Yolları


Merhaba arkadaşlar sağlık hakkında bilgi vermeye başlamışken sizlere bir sağlık konusu daha paylaşmak istedim.Bu konuda sizlere ağız kokusu ve tedavi yöntemleri hakkında bahsedeceğim.Ağız kokusu problemleri, insanların özgüvenini zedeleyen ve zamanla da ciddi bir sosyal probleme dönüşen olumsuz bir durumdur.Bu durumu yaşayan bireyler gerek ikili ilişkilerinde, gerekse de toplumsal ilişkilerinde önemli sorunlarla karşılaşırlar.

Özellikle de bu problemin fizyolojik yönlerindense, sosyal ve psikolojik yönleri bireyi rahatsız eder.Buna mukabil ülkemizde bu problem hastalık olarak değerlendirilmemektedir.Bu yönde verilen tedavi hizmetleri diğer ülkelere nazaran sınırlı.Bu durumsa, ağız kokusu problemi yaşayan birçok kişinin tedavi sürecine başlayamamasına neden olmakta.Bu yüzden ağız kokusuna neden olan durumları öğrenmeli ve bulguları kendi üzerimizde değerlendirerek belli sonuçlara varmalıyız.Ağız kokusunun nedenlerine baktığımızdaysa şunlar karşımıza çıkar: çürük diş, diş iltihapları, köprü ve protez dişler, ağız kuruluğu, sigara kullanımı, ağızda kalan yemek parçaları, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği ve açlık.

Görüleceği üzere ağız kokusu, böbrek yetmezliği ve karaciğer yetmezliği gibi önemli hastalıkların da habercisi olabilmekte.Bu yönüyle de ağız kokusu yabana atılmaması gereken bir durumdur.Ağız kokusundan kurtulmak için yapılması gerekenlerse şunlardır: dişler fırçalanırken ara ara dil sırtı da fırçalanmalı, çürük ve iltihaplı dişler varsa tedavi edilmeli, sık sık sakız çiğnenmeli ve özellikle de ağızdaki mikropları öldürmek için sirkeyle dişlere gargara yapılmalı.Tüm bu yöntemleri uyguladıktan sonra hala ağızda koku varsa derhal bir doktora başvurulmalı.Çünkü, az öncede belirttiğimiz gibi ağız kokusu ciddi hastalıkların habercisidir.Böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği ve şeker hastalığı olan kişilerde ağız kokusu ne yapılırsa yapılsın sonlanmaz.

Buna ek olarak ağız kokusu olan bireylerde az da olsa tümör riski de mevcuttur.Sonuç olarak, ağız kokusu psikolojik yönü kadar aslında fizyolojik yönleriyle de bazen bireye rahatsızlıklar verebilmekte.Bunun için, her ihtimale karşı gerekli tetkikler yaptırılarak muayene olunmalı.

Dikkat Edilmesi Gereken hususlar şöyle sıralanabilir;

1. Dişlerinizi ve diş etlerinizi koruyun! Diş çürükleri ve diş eti iltihapları ağız kokusunun önemli nedenlerindendir. Ağız içindeki enfeksiyon, bakteri üremesini artırdığı için daima ağız kokusuna neden olur. Bu nedenle mutlaka diş sağlığı ve bakımına önem verilmelidir. Düzenli olarak günde en az iki defa (sabah kahvaltı sonrası ve akşamları yatmadan önce) dişlerin fırçalanması ve ağız gargarası kullanılması büyük önem taşır. Dişeti sağlığı da çok önemlidir. Yılda en az iki defa düzenli dişhekimi kontrolünde olarak dişeti sağlığınızı kontrol ettirmelisiniz. Çünkü dişeti problemleri ancak çok ileri seviyeye geldiğinde belirtiler veriyor. Böyle durumlarda da tedavi süreci hem uzuyor hem de daha karmaşık  hale gelebiliyor.

2. Ağzınızda bulunan protez ve köprüleri kontrol ettirin! Ağız içindeki eskimiş köprü ve diş protezleri zamanla gıda birikmesine yol açarak kötü kokulara neden olabilir. Bu nedenle protez ve köprüleri düzenli aralıklarla kontrol ettirmek; yenilenmesi gerekenleri değiştirmek, eksik olan dişlerin yerleri için gerekli tedavileri yaptırmak gerekir.

3. Sakız çiğneyin! Tükürük akış hızını arttırmak, ağız kokusu ile savaşmanın en güçlü yollarından biridir. Tükürük akış hızını arttırmanın en kolay yolu da uygun sakızların çiğnenmesidir. Şeker hastalığı gibi bazı hastalıklarda, ilaçların yan etkisi olarak ortaya çıkan ağız kuruluğu ağız kokusuna neden olur. Şekersiz sakız çiğnemek tükürük salgınızı arttırarak ağız temizliğinize yardımcı olur. Sakızların içinde yemek parçacıklarını yerinden söküp mideye gönderecek güçlü enzimler, güçlü bakteri öldürücü antibiyotikler vardır. Ancak nane şekerleri ve tatlı sakızlar yerine Xylitol içeren sakızlar bu konuda yardımcı olabilir. Şekerli sakızlar diş çürüğüne neden olabileceği için tüketilmesi tavsiye edilmez.

4. Daha fazla su için! Özellikle yaşla artan vücut kuruması çok dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Çok su içmek onlarca diğer yararının yanında dilinizin kurumasını da önleyerek ağız kokusu ile mücadelede önemli bir silah olarak kullanılabilir.

5. Asla burnunuz tıkalı uyumayın! Sinüzit gibi hava yolu rahatsızlıkları ve burun tıkanmasına neden olan diğer durumlar geceleri ağızdan nefes almamıza neden olur. Bu durum ağız ve boğazı kurutarak bakterilerin üremesi için ideal bir ortam oluşturur. Azalan tükürük salgısı durumu daha kötü hale getirir. Bu nedenle kesinlikle burun tıkalı uyumamaya dikkat edilmesi gerekir.

6. Basit şeker tüketimini azaltın! Beyaz un, beyaz şeker, glukoz/fruktoz şurubu ile tatlandırılmış tüm hazır gıdalar ağız içindeki bakteriler için hazinedir. Bakteriler, bu tür şekerleri kullanarak hızla çoğalırlar. Basit şekerler (atıştırmalık tüm şekerli gıdalarda olduğu gibi) diş çürüklerine neden olur.

7. Lokmaları iyi çiğneyin! Lokmaların iyi çiğnenmesi, yiyeceklerle tükürük salgısının iyice karışmasını ve ağızda yemek parçası kalma olasılığını düşürür. Daha çok çiğneme hareketi daha çok bakterinin yerinden koparak mideye gitmesine yardımcı olur.

8. Peynir ve tarçın tüketin! Öğün sonrası ağız içerisindeki asidik ortamı bazik hale çevirecek peynir vb ürünler tüketin. Bu hem ağız kokusunun önlenmesinde hem de çürük oluşumun önlenmesinde önemli rol oynar. Ayrıca içeceklerinizde ve uygun yiyeceklerinizde tarçın kullanmak da ağız kokusunu gidermede yardımcı olur. Tarçın ağız içi bakterilerle mücadelede önemli bir silahtır. Eğer varsa tarçınlı şekersiz sakızlar da uygun bir öneri olabilir.

9. Diş ipi kullanın! Diş ipi sayesinde fırçanın çıkaramadığı yerlerdeki bakteri ve yemek artıkları sökülür. Özellikle diş gövdeleri arasındaki dar bölgelerde biriken yemek artıkları hızlı bakteri çoğalmasına neden olabilir.

10. Sigara içmeyin! Sigara içmek ağız kuruluğuna neden olduğundan ağız kokusuna sebep olur. Ayrıca diğer bir ağız kokusu nedeni olan diş eti hastalıklarına da zemin hazırlar.
Yandex.Metrica